Pencerem bir nehre bakıyor...
Nasıl oluyor da kayda değer hiçbir şey olmadığı halde bir yolculuk bittiğinde başladığımızdan farklı bir insan oluyoruz? Camdan yağmuru seyrederken bir anda nasıl kocaman bir dünyanın parçası olduğumuzu hissediyoruz? Sonbaharda bir parkın dolambaçlı daracık yollarında yürürken nasıl aniden içimizi bir sevinç kaplıyor? Neden bazen bir gün biterken özel hiçbir şey olmadığı halde hayatımızın en mükemmel gününü geçirmişiz gibi hissediyoruz? Bir trenin camından alabildiğine uzanan tarlalara bakmak neden bu kadar yoğun duygular uyandırıyor?
Böyle adını tam koyamadığımız hisleri tatlı tatlı anlatan kitaplara sakinkitaplar diyelim. Bu yazıda üç sakin kitaptan bahsetmek istiyorum:
Nehir, Mükemmel, Maya ve Mavi.